Eğitime Bakış 2023: İzleme ve Değerlendirme Raporu
Eğitim-Bir-Sen, eğitimin sorunlarını gündeme taşıdı
Eğitim-Bir-Sen tarafından her sene düzenli olarak hazırlanan “Eğitime Bakış 2023: İzleme ve Değerlendirme Raporu” kamuoyu ile paylaşıldı. Raporda, eğitimin mevcut durumunu, eğilimleri ve uygulamaları veri temelli olarak analiz edilirken, son yıllarda eğitim alanındaki iyileştirmelere rağmen sorunların devam ettiğine dikkat çekildi.
Eğitim-Bir-Sen, bu yıl sekizincisini hazırladıkları “Eğitime Bakış 2023: İzleme ve Değerlendirme Raporu”nu yayımladı. Eğitimin mevcut durumununun, eğilimlerin ve uygulamaların veri temelli olarak analiz edildiği raporda, eğitime erişim ve katılım, eğitimin çıktıları, öğretmenler ve okul yöneticileri, eğitim-öğretim ortamları ve finansman bölümleri ele alındı.
14-17 YAŞ GRUBUNDAKİ ÇOCUKLARIN YÜZDE 5,5’İ HALEN EĞİTİM DIŞINDA
Rapora göre, 14-17 yaş grubunda toplamda net okullaşma oranı yüzde 94,5 olduğu ve bu oranın erkeklerde yüzde 94,8, kızlarda ise net okullaşma oranı yüzde 94,2 olarak gerçekleşti. Tüm yaş gruplarında kız ve erkeklerin net okullaşma oranlarının ise ortalama aynı olduğu belirtildi. Ortaöğretim kademesinin zorunlu eğitim kapsamında olmasına rağmen 14-17 yaş grubundaki çocukların yüzde 5,5'inin halen eğitimin dışında olduğu görülen raporda, geçen yıl bu oranın yüzde 8 olduğuna dikkati çekildi.
AÇIK ÖĞRETİME GEÇEN ÖĞRENCİ SAYISI 600 BİN CİVARINDA ARTTI
Rapora göre, 2022-2023 eğitim-öğretim yılında açık öğretimdeki toplam öğrenci sayısı bir önceki öğretim yılına göre yaklaşık 600 bin civarında artışla 2 milyon 346 bin 654'e yükseldi. 2022-2023 eğitim-öğretim yılında özel eğitim alan öğrenci sayısı okul öncesinde 8 bin 799, ilköğretimde 400 bin 135, ortaöğretimde 98 bin 870 ve toplamda ise 507 bin 804 olarak hesaplandığı rapor çerçevesinde, ortaöğretime göre ilköğretim kademesinde özel eğitim alan öğrencilerin sayısı çok fazla olduğu aktarıldı. Bunun da ilköğretimde özel eğitim alan çocukların önemli bir kısmının ortaöğretime devam etmediğinin göstergesi olduğu kaydedildi.
YÜKSEKÖĞRETİME İLİŞKİN ARZ TALEP SORUNU ARTARAK DEVAM EDİYOR
Rapora göre, 18-21 yaş grubunda en az lise mezunu olanların oranı erkeklerde yüzde 73,7, kadınlarda yüzde 79,1, toplamda ise yüzde 76,4 olduğu açıklandı. Türkiye'nin 81 ülke içerisinde, derslerdeki sırlamasının da yer aldığı rapora göre, okuma alanında OECD ortalamasının altında ve 456 puan ile 36'ıncı sırada olduğu belirtildi. Buna göre matematik alanında OECD ortalamasının altında ve 453 puan ile 39'uncu sırada gelirken; fen alanında ise OECD ortalamasının altında 476 puan ile 34'üncü sırada yer aldığı ifade edildi. Ayrıca Türkiye'nin, halen OECD ülkeleri arasında performansının en düşük ülkeler arasında yer almasına rağmen, PISA 2022'de önceki PISA araştırmalarına göre katılımcı ülkeler ve OECD ülkeleri arasında sıralamalardaki yerini yükselttiği de açıklandı. Rapora göre, 2023 yılında ÖSYS’ye başvuran 3 milyon 527 bin 443 adaydan 1 milyon 63 bin 807’si bir yükseköğretim programına yerleşmiş ve başvuran ile yerleşen arasındaki fark 2 milyon 463 bin 636’ya yükselmiştir. Yükseköğretime ilişkin arz talep arasında var olan sorunun artarak devam ettiği belirtildi.
SON 10 YILDA EN AZ ATAMA 2022 YILINDA YAPILDI, 2023’TE 45 BİN 154 ATAMA YAPILDI
Rapora göre, 2022 yılında Türkiye'nin 20-24 yaş arası ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerinin oranı, OECD ülkeleri ortalamasının oldukça altında olup OECD ülkeleri arasında ilk sırada olduğu belirtilerek, “2022, 2023 eğitim öğretim yılında okul öncesinde 118 bin 139, ilköğretim kademesinde 641 bin 687, ortaöğretim kademesinde 394 bin 557, toplamda 1 milyon 154 bin 383 öğretmen görev yapmaktadır. 2014 ile 2016 yılları arasında 50 bin bandında öğretmen ataması yapılırken, 2017 yılında 22 bin, 2018 yılında 45 bin, 2019 ve 2020 yıllarında 40’ar bin, 2021 yılında ise 35 bin öğretmen ataması yapılmıştır. Son on yıllık süreçte en az öğretmen ataması 2022 yılında yapılmıştır. 2023 yılında ise 45 bin 154 öğretmen ataması yapılmıştır” denildi.
OKUL TERKLERİNE KARŞI MEVCUT POLİTİKALAR İNCELENMELİ
Raporda, 14-17 yaş grubunda okullaşma oranı düşük olan illerde ortaöğretime erişimin artırılması gerektiğine vurgu yapılarak, özellikle kız çocuklarının aleyhine durumun söz konusu olduğu illerde eğitimin dışında kalma nedenleri araştırılarak eğitime erişimlerini sağlayacak adımlar atılması gerektiği ifade edildi. Açık öğretim okullarında kayıtlı öğrenci sayısının 2022-2023 eğitim-öğretim yılında geçen yıla göre yüzde 35'lik bir artışla en yüksek düzeye ulaştığı ve ortaöğretim içerisindeki oranı da yüzde 30 olduğu açıklandı. Açık öğretimin ortaöğretim içerisindeki payını düşürmeye yönelik çalışmalar yapılması gerektiği de belirtildi. 18-21 yaş arası Türkiye'de en az lise mezunu olma oranı 2013 yılından 2022 yılına kadar artış eğilimi gösterdiği ifade edilerek, bu artışın önemli olduğu fakat bu oranın bölgeler arasındaki dağılımına bakıldığında ciddi şekilde farklılaştığı görüldüğü ifade edildi. Ortaöğretim kademesinin zorunlu eğitim kapsamında olmasına rağmen 18-21 yaş grubunda lise mezunu olma oranlarının özellikle de erkeklerin oranlarının düşük olmasının nedenleri üzerinde durulması gerektiği de yer alan raporda, mezun olmayan ya da okul terkine giden gençler için mevcut politikaların incelenmesi ve gerekli değişikliklerin yapılması gerektiği aktarıldı.
ÖĞRETMEN MAAŞLARINA YÖNELİK ADIMLARIN DA ATILMASI GEREKLİ
OECD ülkeleri arasında tüm kademelerdeki öğretmenlerin kariyer düzeylerine göre yıllık maaşları oldukça farklı olduğu belirtilen raporda, Türkiye'de okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim düzeyindeki öğretmenlerin kariyer düzeylerine göre aldıkları yıllık maaşların da bütün düzeylerde hemen hemen aynı olduğu ifade edildi. Öğretmen maaşlarının kariyer düzeylerine göre OECD ülkeleri ortalamalarına yaklaştırılmasına yönelik adımlar atılması gerektiği açıklandı. Ayrıca Türkiye'nin, öğrenci başına yaptığı harcama ile OECD ülkeleri arasında Meksika ve Kolombiya'dan sonra en düşük harcama yapan üçüncü ülke olduğu da raporda yer aldı.