Custom Search
Üyelik Girişi
Site Menüsü
R
OSMANLICA DERSLERİ
Takvim
Site Haritası

2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLANGICI BASIN AÇIKLAMASI

PEYGAMBERSİZ AHLAK OLMAZ

ŞUURLU ÖĞRETMENLER DERNEĞİ DENİZLİ ŞUBESİ BASIN AÇIKLAMASIDIR.

                                                                                                                                                                                        12 EYLÜL 2013

 

İSLAMSIZ  EĞİTİM KASA HIRSIZI YETİŞTİRİYOR

 

Basınımızın değerli mensupları

2013-2014 Eğitim Öğretim yılının başlangıcındayız. Yaklaşık 17 milyon öğrenci 16 Eylül 2013 Pazartesi günü ders başı yapacaktır. Bu eğitim yılının başında Şuurlu Öğretmenler Derneği olarak görüşlerimizi tek çare Milli Görüş açısından değerlendirmeye çalışacağız.

Milli görüş açısından olaya baktığımız zaman Talim ve Terbiyede birbirine zıt iki eğitim görmekteyiz. Bunlar:

Maneviyatçı eğitim: Peygamberlerin ve onlarla birlikte hareket eden mümin ve muvahhit terbiyecilerin esas aldığı eğitim metodudur. Maneviyatçı eğitimin hedefi insanı yaratıldığı gaye istikametinde eğitmek ve kendisi ve içinde yaşadığı toplum için faydalı bir kimse olarak yetişmesini sağlamaktır.

Islah eğitimi

a.     İslamsız talim ve terbiye olmaz

b.     Hakkı batıldan, hayrı şerden ayırıp hakka ve hayra tabi olan Şuurlu Müslüman nesiller yetiştirmek.

c.     Hakkın hâkim batılın zail olması ve bütün insanlığın ıslahı ve saadeti için cihad eden hidayet, feraset, dirayet sahibi nesillere sahip olmak

Materyalist eğitim: Nemrutların, Firavunların, Ebu Cehillerin ve onların çizgisini benimseyen inkârcı ve müşrik terbiyecilerin esas aldığı eğitim metodudur. Materyalist eğitimin hedefi insanı yaratıldığı gayeden uzaklaştırarak inkârcı, müşrik, münafık ve dünyacı kimseler olarak eğitmek ve dünya egemenlerinin hizmetkârlığını severek yapacak köleler yetiştirmektir.

İfsat eğitimi

a.     Mefhum, bilgi ve fikir kirliliği merkezli, hayırcı, inkârcı İslamsız bir eğitim,

b.     Terör, savaş, fitne, kargaşa ve çatışma meşrepli nesiller üretmek,

c.     Üreten değil tüketen, para ve madde bağımlısı, bireyci bencil köleler yetiştirmek,

d.     Nesilleri küresel sermayenin ve ırkçı emperyalizmin, işbirlikçi insan gücünü yetiştirmek,

Bu iki eğitim anlayışı arasında ciddi bir çatışma vardır. Yetiştirmek istedikleri insan konusunda hiçbir benzerlikleri de yoktur. Birisi Allah’a kul yetiştirmeyi hedeflerken, diğeri kula köle yetiştirmek gibi bir ödevi vardır.

Ülkemizde bu iki eğitimden hangisi yürütülmektedir?

Ülkemizde uygulanan eğitim maneviyatçı değil; batıcı, materyalist, dünyacı, çağdaş ve küreselci bir eğitim anlayışıdır.

Bu anlayışı 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun satır aralarında görmek mümkündür.

Kanunun 2. maddesinde 1. 2. 3. betlerinde birbiriyle uyuşmayan hedefler genel amacılar kapsamında sıralandıktan sonra -...nihayet Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır- ana fikri temel gaye olarak belirlenmiştir.

Çağdaş uygarlığın uygarlık ilkelerinin temelinde hahamlar ve rahipler tarafından değiştirilmiş Tevrat ve İncil ile inkârcı ve ateist filozofların öğretileri vardır. Milletimizin Müslüman evlatları böyle bir çağdaş medeniyetin ortağı yapılmak isteniyor. Ülkemizde bize ait olmayan eğitim anlayışının bizi taşımak istediği çağdaş medeniyetin temel karakterlerinden birisi de koyu bir İslam düşmanlığı özelliğidir. Biz bu ülkenin aslı unsuru olan Müslümanlar olarak, bu düşmanlığın tehdidi altındayız. Bu tehdit ve zulüm hala -kamusal alanda başörtüsü takmak, sakal bırakmak, İslami tebligatta bulunmak yasaktır-  şeklinde devam etmektedir.

Bize dayatılan bu eğitimin muhtevası da haliyle Yahudilik, Hıristiyanlık ve Ateizm müktesebatına dayanmaktadır. Okul kitapları Yahudilik, Hıristiyanlık ve Ateizm müktesebatına uygun olarak yazılmaktadır. Bu kitaplar hazırlanırken İslam’ın Temel kaynakları ve külliyatı yok sayılmaktadır. Coğrafya, Kimya, Fizik, Hayat Bilgisi, Biyoloji, Astronomi vb. okul kitapları yazılırken Kur’an’da bu alanlarla ilgili zikredilen hiçbir ayete yer verilmemektedir. Tarih yazılırken Kur an yok sayılmaktadır. İslami mefhumlara yasaklar konulmuştur. Bu konuda genelgeler yayınlanmıştır. En büyük eğitimci Peygamberimiz olmasına karşılık okullarda ve üniversitelerde okutulan ETİK derslerinde O’na ait hiçbir konuya yer verilmemektedir. Bu eğitim İslamsız bir muhtevaya sahip olduğu için, sistemin yetiştirdiği bu nesiller bire kasa hırsızı, ana ve baba katili, aşk çetesi üyesi, yabancı vakıfların ve kötü niyetli örgütlerin kullanabildikleri sadık kadroları olarak karşımıza çıkabilmektedir. Ülkemizde yaşanan son GEZİ olaylarının temelinde bu eğitim anlayışı mevcuttur.

-Ülkemizde, bu eğitim anlayışıyla evlatlarımız İslamsız, şuursuz, maneviyatsız bir birey olarak yetiştirilmesi için yapılan deneylerde bir kobay olarak kullanılmaktadır.

-Bu eğitim sistemi gençlerimizi hayata hazırlamaktan uzaktır.

-Bu sitem aile kurumunu eğitimin aslı unsurlarından birisi olmaktan çıkarmıştır. Böylelikle anne ve babalar çocuğun eğitiminde etkisiz hale getirilmiştir.

-Bu eğitim çevreyi İslam’dan uzaklaştırdığından, çevre ıslah edici özelliğini kaybetmiş, ifsat unsuru haline dönüşmüştür. Televizyonlar ve sokaklar adeta maneviyat hırsızları gibi olmuş ve manevi soygunda birbirleriyle yarışır hale gelmiştir.

-Okullar ve üniversiteler ıslah yuvası olmaktan ziyade birer ifsat merkezleri haline dönüşmüştür.

-Bu eğitim anlayışıyla gayesini gözeten Türkiye’yi köklerine bağlı lider ülke haline getirecek kaliteli şuurlu Müslüman nesiller yetiştirmek mümkün değildir. 

ÇARE BATIDA DEĞİL İSLAMDADIR

Kur an da Lokman (a.s) oğluna şu tembihatta bulunur. "...Yavrucuğum! Allah a ortak koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür; Yavrucuğum! Yaptığın iş (iyilik veya kötülük), bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allah onu (senin karşına) getirir. Doğrusu Allah, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır. Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir. Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez. Yürüyüşünde tabii ol, sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.- (Lokman: 13-19) 

Bu ayetler ıslahçı bir eğitimin ana esaslarını ortaya koymaktadır. Bu ana esaslar bugün Milli Görüş tarafından benimsenmiştir. Milli Görüş her alanda olduğu gibi eğitim alanında da -Önce Ahlak ve Maneviyatı- esas almaktadır. Ahirete inanan, insanlardan değil Allah tan korkan nesiller yetiştirmeyi önemli bir görev olarak görür. Eğitimde bu anlayışa dönmeden iki yakamız bir raya gelmez.

Peygamberimiz (s.a.v)  buyuruyor: -Çocuklarınız düzgün konuşmaya başlayınca onlara (Lâ ilâhe illallah) Tevhid Kelimesini öğretin- (Beyhaki)

Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor: -Şu üç özellik üzerine çocuklarınızı yetiştirin: Peygamber sevgisi, O nun ehli beytinin sevgisi ve Kur an eğitimi. Çünkü Kuran’ı ve ahkâmını öğrenip onu hayatında tatbik edenler, hiçbir hâkimiyetin bulunmadığı mahşer gününde peygamberler ve seçkin kişilerle birlikte Allah’ın hâkimiyeti altında güven ve emniyette olurlar.- (Feyzül Kadir: I/225)

Bu sorumluluğun gereği olarak Müslümanlar Kur an ve peygamber merkezli bir eğitimi ihya etmek zorundadırlar. Peygamberimiz buyuruyor: -Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve O nu başkalarına öğreteninizdir.- (Buhari)

İslam da talim ve terbiye mücerret bir okuma değildir. İslam, okumayı -Yaratan Rabbinin adıyla oku!-(Alak:1) emriyle Allah adına yapılması gereken bir faaliyet olarak tanzim etmiştir. Bu açıdan bizde eğitim besmele ile başlar.

Teklif ediyoruz.

1.   Yürütülmekte olan materyalist ve ifsatçı eğitimden hayır gelmemiştir, gelmeyecektir. Eğitimde milletimizin temel görüşü olan MİLLİ GÖRÜŞÜN benimsediği Maneviyatçı eğitime geçilmelidir.

2.   Okul kitapları maneviyatçı eğitim esaslarına göre yeniden yazılmalıdır.

3.   Karma eğitim kaldırılmalı ve kız ve erkek öğrencilerin okulları ayrılmalıdır.

4.   Nesillere İslam öğretilmeli, cihad ve aksiyon şuuru kazandırılmalı, Kuranın üstün ahlak esasları verilmelidir. Eğitim sistemi bu görevi yapacak hale getirilmelidir.

5.   Okullarımızda mutlaka ibadet yerleri açılmalıdır. Uygulamalı eğitime imkân tanınmalıdır.

6.    Eğitim sistemimiz ABD ve AB vesayetinden kurtarılmalı, batı zihinyeti kökten reddedilmelidir. Talim Terbiye Kurulu ve diğer bakanlık birimlerde AB uzmanlarının öncülüğünde yapılan çalışmalar derhal durdurulmalıdır.

7.   Okullarda gözüken ahlakı yozlaşmayla mücadele edilmelidir. Disiplin ve ciddiyet yeniden sağlanmalıdır.

8.   Kılık kıyafet doğal ahlak ve tesettür esaslarına göre yeniden düzenlenmelidir.

9.    Mütedeyyin, namazını kılan öğretmen ve öğrencilerin Cuma namazına gitmelerini sağlamak maksadıyla Cuma günü mesaisi buna göre düzenlenmelidir.

10.1. ve 4.sınıf arasındaki öğrencilere her sabah okutulan “andımız” gibi kavmiyetçi fikirleri çocuklarımızın zihinlerine kazıyan bir yemin kaldırılmalıdır.

Eğitimde köklü bir değişim yapılması halinde Milli Görüşün inançlı kadrolarının gayretli çalışmalarıyla en yakın zamanda Allah’ın lütuf ve yardımıyla -Yaşanabilir Bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya- kurulmuş olacak ve bütün insanlık saadet bulacaktır.

Halil AKPINAR

Şube Başkanı

Şuurlu Öğretmenler Derneği Denizli Şubesi adına

 


Yorumlar - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi7
Bugün Toplam114
Toplam Ziyaret308783
Saat
Önemli Linkler





mebbis
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
R
site sıralaması
Hava Durumu